20 Ekim 2015 Salı

Ya Rab ! Sen bizi yönetenlerimizden koru..

"Zorunlu vize uygulaması konusu sadece vize uygulayan ülkelerin değil aynı zamanda vatandaşları vize başvurusunda bulunan ülkelerin çıkarları açısından ele alınmalı.. 5 Ekim 1980'den itibaren Türk vatandaşları için vize uygulaması başlattık.. Bunu da Türk hükümetiyle beraber yaptık.."

Bu sözlerin sahibi 1985 te Alman Federal Dışişleri Bakanı Hans-Dietrich Genscher..  Vize konusunda sızlanan Türk parlamenterlerine söyler bunu..

Mesele esasında vatan haini, soysuz Kenan Evren'in ülkeden çıkmak/kaçmak isteyen darbe mağdurlarını Avrupa'ya gitmekten engellemek için atmaya çalıştığı bir kazıktır.. Avrupa başkentlerine mektuplar yazmış, kendi vatandaşlarına vize konulmasını istemiştir..

Sonuçta olay Evren'in istediği gibi olmamış, Avrupa bütün siyasi sığınmacılara kapılarını ardına kadar açmış, ancak vize kazığı olduğu yerde kalakalmıştır..

O gün bugündür Türkiye vizeleri kaldırmak için uğraşmaktadır.. Hem de tam 1985 ten beri 30 yıldır her siyasi iktidar bunu önümüze temcit pilavı gibi ısıtarak koymakta, manipülasyonu hiç mi hiç sevmeyen sevgili özgür medyamız da bunu gazlamaktadır.. Bizler de hep bir heyecan  bunu afiyetle yemekteyiz..

Peki sizce ülkemiz toprakları yolgeçen haline gelmişken ve topraklarımız her türden ülkenin insanları burayı atlama tahtası görürken ve çevremizde Afganistan, Irak, Suriye, Yemen bu haldeyken Avrupa bizim iktidarların isteğiyle koyduğu vizeyi kaldırır mı..

Hadi vizeleri kaldırmakla bunlara yol açılmıyor diyelim.. Ülkede 80 milyon insan var ve bunların en az 5 milyonu, belki 10 belki 20 milyonu hadi abartalım 79 milyonu ülkeyi terketmeye hazır.. Bu vizeler kalkar mı..

Ülke eğitimde son sıralarda, mutluluk endeksinde son sıralarda, genç işsizlikte ilk sıralarda, datalarımız sahte, borçlar ödenemez durumda, iktidarı zaptetmiş bir takım insanlar gitmemek için hatta yaptıklarını görmememiz için koalisyon kurmaktan bile kaçarken insanlarımız geleceklerini başka yerde aramakta haksızlar mı ?

Tam 35 yıl önce yeniçeriler bize düzen vermeye henüz kalkışmadan 1.Mayıs.1980 de ülkeyi terkettim.. 4 yaşında kızım ve 2 yaşında oğlum vardı.. İmkanlarım vardı ve İsviçre'ye yerleştim.. Orada bir oğlum daha doğdu.. Ülkemden kopmadım, kopamadım.. İstediğim dakika ve saatte İsviçre vatandaşı olabilirdim, reddettim.. Çocuklarımın ise  bir süre sonra İsviçreli olduğunu farkettim.. Onlar İsviçre vatandaşı oldular.. Entegre olmalarına bile gerek kalmadı.. Bense 2008 yılında kesin dönüş yaptım.. Enternasyonalizme inanan birisi olarak nasıl bu kadar nasyonel birisi oldum, açıklamak zor.. Ama bugün ülkemde yaşananları gördükçe keşke İsviçreli olsaydım diyorum..

Şimdi düşünüyorum çocuğu olan hangi vatandaş bu nefret ortamında çocuğunu yetiştirmek ister.. Hangisi fırsatını bulduğunda Avrupa'ya gitmek istemez..

Peki soruyorum, Avrupa genç nüfus olmamız dışında bizi hangi özelliklerimizden kabul edecek..

Yeni gelen büyük dünya krizi gerçekleşmeden, ve kartlar yeniden karılıp, yeni oyun kurulmadan.. Avrupa Birliği vizeleri kaldırmaz, kaldıramaz..

Bu vizeleri bizim yöneticilerimiz koydurdu..

Ya Rab ! Sen bizi yönetenlerimizden  koru..









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder