28 Ekim 2015 Çarşamba

Üniforma

Bu yazımı bütün dürüst, hak yemez devlet memurlarını tenzih ederek yazıyorum.. Lütfen affola.. 

Genelde fakir bir çocuktur o.. Sadece kendisi değil ailesi, atası hatta yedi ceddi yoksuldur.. Güç bela okur.. Çoğu zaman 3-4 yıl tek pantolonla, yırtık pardösü ile, altı delik çarık/ayakkabıyla güç bela okur, eğitimini çok zor şartlarda bitirir.. Bir diploma edinir büyük zorluklarla.. İlk hedefi bir devlet memurluğudur.. Adı da düz Ahmet'tir, Mehmet'tir, Hasan'dır, Hüseyin'dir çoğu zaman..

Sonra atar kapağı devlet memurluğuna.. Polis olur, maliye memuru olur, tapu memuru olur, gümrük memuru olur, jandarma olur, zabıta olur, savcı olur, hakim olur.. Olur da olur.. Bir makam geçirdi mi eline tamam.. Devlet üstüne bir de üniforma uydurur ki değme keyfine..

Artık o halkın hizmetkarı olmuştur diye düşünürsünüz, hayır o artık devletin hizmetkarıdır.. Bir anda Ahmet Bey, Mehmet Bey, Hasan Bey, Hüseyin Bey oluvermiştir... Ona işi düşen Ahmet'lerin, Mehmet'lerin, Hasan'ların, Hüseyin'lerin hem üstündedir, hemi de üniformalıdır.. 

Polis memuru Ahmet, artık halkın polisi değil devletin polisidir.. Önüne gelen her siyasi sanığa vatan haini, her "adli" sanığa hırsız, gaspçı, katil muamelesi yapar, işkencesini yapar karşısındaki vatandaş suçluysa ne ala maaşla, madalyayla taltif edilir.. Suçsuzsa mesele yok nasılsa üstü örtbas edilir.. Sadece gençlerin özgürlük talebi eylemlerinde değil, yeşili savunan ev kadınlarının, teyzelerin, amcaların hak taleplerine, silahlarla, gaz bombalarıyla, TOMA'larıyla saldırırlar..

Maliye memuru Mehmet için artık halk yoktur.. Devlet vardır.. Çünkü düşüncelerine göre onun maaşını ödeyen vergi verenler değil, devlettir.. Tüm işadamları, esnaf, bir şeyler üretmeye çalışan vatandaşlar hırsızdır, vergi kaçakçısıdır..Başı ezilmelidir..Gücünü mevcut iktidara dayamayan herkes cezalandırılmalıdır.. Yok edinceye kadar basar cezayı.. Tabii ki ödenemez, çünkü o kesilen para kadar parası olmamasına özellikle dikkat eder.. Bir daha o esnaf ,o işadamı iş yapamaz..

Tapu memuru Hasan da bir üniforma geçirmiştir üzerine.. Öyle kolay kolay mülk edinemezsin, mülkünü de elden çıkaramazsın.. Harçlık vereceksin.. Hem direkt de almaz, her tapu dairesinin önünde iş takipçisi komisyoncular vardır.. Yoksa 20 dakikalık işiniz için enaz 10 gün uğraşırsınız.. Kimin umurunda..

Hüseyin de gümrük memuru olmuştur.. TIR'larla, gemilerle kaçak malınız varsa kolay anlaşırsınız.. Ama hakkınızdan 1 litre fazla içkiniz veya 1 karton sigaranız varsa yakalanır ve aşağılanırsınız..

Ali  de Jandarma olmuştur.. Ona göre  her köylü mevcut sistemin yıkılması için potansiyel tehlikedir.. Gelir, dipçikle kafasına vurur, harmanını hatta evini barkını yakar.. Çünkü üniforma ona o hakkı vermektedir..

Mustafa bir şekilde üzerine zabıta üniforması geçirmiştir.. Artık o dilencilik yapmayı onuruna yediremediği için işportacılık yapan garibanın, kafasını sokacağı bir gecekonduyu güç bela - politikacının teşvikiyle - yapan vatandaşın korkulu rüyasıdır..

Hele Zeki Bey, bir savcı olmuştur ki, değmeyin keyfine.. Boru mu bu.. Savcı üniforması.. Önüne gelen dosyayı öyle bir yazar ki, öyle suçlar icat eder ki, Agatha Christie'nin dudakları uçuklar.. Yazar da yazar 500 sayfa 1000 sayfa yazar.. Beraat ederse sanık(lar) "pardon" der.. Suçlu bulunur da yıllar sonra suçsuzluğu ortaya çıkarsa ne olmuş.. Nasılsa hesap soran yok..

Mahmut Bey de hakim olmuştur.. Hükümler verir, sonra bir bakarsınız bir gün yargıladığı ve beraat ettirdiği bir kaçakçının, bir uğursuzun, bir soysuzun avukatı oluverir.. Onun üniforması hepsinden daha fiyakalıdır..

Yazımızın başında söyledik.. Bu mesleklerdeki insanların suçlamıyoruz.. Verdiklerimiz en uç örnekler, biliyoruz.. Ama en dürüstleri, en hak yemeyenleri bile o üniforma sayesinde kendilerinde ayrı bir üstünlük görürler..

Peki insanoğlunun fıtratında bu vardır, vardır da buna muhatap olan halk ne yapar.. Halk, bütün bu insanların maaşlarını kendisinin ödediğinin farkında değildir.. Faciası onun yerinde olsa o da aynı şeyleri yapacaktır..

Devletlerin gelirleri tax/vergidir.. Bunları topladığı kişiler de taxpayer/vergi ödeyenlerdir.. Vergi ödeyenler devletin sahipleridirler.. Bu saydıklarım ve diğer tüm memurlar da halkın memurlarıdırlar.. 

Arabanıza benzin/mazot/gaz almasanız, telefonla konuşmasanız, internet kullanmasanız, sigara içki içmeseniz bu beceriksiz devlet vergi bile toplayamaz, bu maaşları da ödeyemez..

Üniformanız batsın, siz halkın hizmetkarlarısınız, devletin değil.. 




2 yorum:

  1. Paulo Freire: " The Pedagogy of The Oppressed" kitabinda, nasil "ezilen" kisinin, kolayca rol degistirerek," ezen" kisi haline geldigini acikliyor. Dunyanin her tarafinda insan havuzu bes asagi bes yukari, yetenek ve ahlak bakimlarindan birbirine benzer. Davranis turlerinde farklilik yaratan " sistem'in set up" idir. Ulkemizde ve maalesef benzer gelir grubundaki bir cok ulkede sistem devletten yana olmayi odullendirdigi, "erdemlilik" yerine, parasal basariyi ne tur ahlaksizlikla elde edilirse edilsin" odullendirdigi icin (sistemin odullendirme yapisi), Almanya ve Turkiye'de buyuyen iki kardes, basariyi yakalamak icin, cok degisik sekillerde davranabilirler.Cunku "sistem"lerdeki odullendirme yapilari son derece degisiktir... Bu guzel yazi icin, sagol. eline saglik.

    YanıtlaSil