Geçen yıl (1 Kasım 2017) kaleme aldığımız ve dar bir çerçevede paylaştığımız (WhatsApp grubunda) daha sonra 11 Haziran 2018 tarihinde medyagunlugu.com da paylaştığımız 2018 için sonuç bölümünde beklentilerimizi şöyle belirtmişiz.
1. Başkanlık sistemi tartışılmadan konuşulmadan gerekli desteği bulmadan %51 'le geçmiş olsa da nüfusun yarısını "karşı cephe" olarak tanımlamıştır. Kaldı ki ortaya çıkardıkları sistem büyük bir ihtimalle kendilerini iktidardan uzaklaştıracak sistem olacaktır. Çünkü ; %50 + 1 çok kolay ulaşabilecek bir oran değildir ve ikinci tura kalındığında sürprizler kaçınılmazdır.
2. İktidarlar yorulur. Onun için demokratik ülkelerde 8 bilemediniz 10 yıllık iktidarlarla sınırlıdır. Çünkü insan "insandır" ve "yorulur". Maalesef teknolojinin bu kadar yoğun yaşandığı yüzyılımızda iktidar "vizyondan uzak" "geçmişe aşık" bir durumda yaşamaktadır. Bizce 15 yıllık iktidar dönemi yetmiştir. Genelde bu kadar uzun süren iktidarların tahribatı Türkiye'de ancak "Ana Sağ İktidarın parçalanmasıyla" mümkün olabilmiştir.. (i.e. 1946 CHP-DP bölünmesi, 1960 DP mirası üzerinden çıkan 4-5 sağ parti, 1971 AP'nin parçalanması, 1980 darbesi sonrası AP mirası üzerinden çıkan ANAP-DYP parçalanması). Önümüzdeki dönemde AKP'nin parçalanmasını öngörüyoruz.
3. Ekonomi sadece Zarrab davasıyla ilgili değil zor durumda olduğu için ve dünyada faizlerin artacağı varsayımımızla zora girecektir. Bu nedenle 2018 baharında - en geç 15 Temmuz'da (baktım pazara geliyor) seçime gitmek zorunda kalacaktır. Seçim sonuçları bize göre AKP döneminin sonunu ve AKP'nin parçalanmasını getirecektir.
4. Seçimlere 2 ay kalana kadar (belki de seçime kadar) borsanın yükselişi koordineli bir şekilde devam edecektir. Dolar bazında 5,10 seviyesinin üzerine taşıyacaklarını düşünüyoruz..
5. Enflasyonun düşmeyeceğini öngörüyoruz. Basılan paralar ve parasal genişleme, doların yükselişi, vergi toplanamaması hükümetleri toplanamayan vergi yerine enflasyon yaratmaya teşvik etmektedir. Enflasyonun yükselmesi faizleri yukarı çekecektir.. Faizlerin yeteri kadar yükseltilmemesi dövize hücumu hızlandıracaktır. 2018 ilk yarısında 4,50 lik dolar kurunu öngörmekteyiz.
6. Hazine faizlerinde %14 üzerini banka mevduatında %18 faizi kredi faizlerinde %25-30 seviyelerini öngörmekteyiz.
7. SEÇİMLERDEN SONRA ise tufan bekliyoruz ama o yazı bir başka zaman..
Bu beklentilerimizin nasıl gerçekleştiğini görelim.
1. Maddedeki beklentimiz gerçekleşmemiştir. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan %52,6 oy alarak Cumhurbaşkanı seçilmiştir. Ancak AKP'nin kendi oy oranı %42,6 olarak gerçekleşmiştir. Bu sonuç şapkadan çıkarılan "ittifak"ın neticesidir.
2. AKP'de "şimdilik" parçalanma gerçekleşmemiştir.Ancak beklentimizi "gecikmeli" de olsa koruyoruz.
3. Seçimler tam da "ittifakın" küçük ortağının "ekonomi zorda" çıkışıyla öne alınmış ve 24 Haziran'da gerçekleşmiştir.
4. Seçimlere 3 ay kalana kadar borsa yükselişini kademeli olarak devam ettirmiş, Mart sonunda 120,000 civarı olan XU100 endeksi düşüşe geçmiştir. Dolar bazında 5,10 seviyesi beklentimiz ise yeni bir hikaye yazılıncaya kadar uzun bir süre daha hayal olarak kalacak görünüyor.
5. Bu maddedeki öngörülerimiz maalesef tutmuştur. Enflasyon yükselmeye devam etmiş. Dolar kuru 6 ayın sonunda 4,50 öngörümüzü aşmış 4,90 civarında kapanmıştır. Ağustos ayında gelen atakla kontrolden çıkmış 7,20 seviyesine ulaşmıştır. Bu ataktan sonra iktidarın ve Merkez Bankasının palyatif tedbirleriyle 5,13 seviyesine gerilemiştir.
6. Maalesef burada da haklı çıktık. Hazine faizleri 20'yi, Banka mevduat faizleri %25'i, kredi faizleri %35 e ulaştı.
7. SEÇİMLERDEN SONRA tufan beklentimiz gerçekleşti. Şu anda zahiri rahatlama görülse de gerçek tedbirler alınmadığından bunun geçici olmasından korkuyoruz.
2019 Beklentilerimiz
Ekonomik olarak ;
Enflasyon önümüzdeki dönem en büyük sorun olmaya adaydır. Enflasyonun düşürülebilmesi ancak sorun olarak kabul edilip, çözüm aramaya başlanmasıyla mümkün olacaktır. Mevcut iktidarın "ekonominin hasta olduğunu" kabul etmemesi ve doktora gitmeyi reddetmesiyle enerji birikimi devam etmektedir.
Petrol fiyatları düşmektedir. Bunun bazı çevrelerce "bayram" olarak yansıtılmasını kabul etmiyoruz. Çünkü petrol geliri olan ülkeler aynı zamanda ihracatımızdaki en büyük ortaklarımızdır.
Amerika'da faizler geçtiğimiz yıl 4 defa %0,25 oranında yükseltilmiştir. Trump'ın çıkışları ile Fed'in "bağımsızlık savaşı" arasında kalan piyasa serseme dönmüştür.Tüm dünyada düşüşe geçen hisse senetleri endişe verici boyutlara gelmiştir.
Fransa'da başlayan "sarı yelekliler" eylemleri Avrupa'da da işlerin yolunda olmadığının göstergesidir.
Çin'de büyüme rakamlarının düşmesi, konut balonu alarm zilleri çaldırmaktadır.
Esas büyük sorun dünyada 240 trilyon dolara ulaşan toplam borçlardır.
Emperyalist sistem artık kağıt üzerinde bile bataktadır ve bu borçların ödenmesi mümkün görülmemektedir.
Türkiye'de ise, ekonomi kötüdür. Doların düşürülmesi/düşük gösterilmesi geçici olarak "hoş" olsa da, sadece yayın gerilmesine sebep olmaktadır. Ülkede krediler patlaktır. KGF kredileri ise tam anlamıyla hüsran olmuştur (demiştik).. Ülkenin bu hale gelmesindeki en büyük sebep taşa toprağa yapılan fuzuli harcamalar iken hala bu sektöre tüm halkın cebinden para aktarmak aymazlıktır.
İç Politika :
- Geçen yıl yazmıştık, kısmen 24 Haziran'da gördük. AKP kabul etseler de etmeseler de erimektedir. Bu ekonomik krizin ciddi neticeleri olacaktır. Bunu da 31 Martta göreceğiz.
- CHP hakkında geçen yıldan kalan yazımızı değiştirmeye bile gerek görmüyoruz."CHP maalesef hala yönünü bulmakta zorlanmaktadır. Sağ oyları çekme hırsı bir yanda, sol oyları çekememe bir yanda, miili (Kürt) meselesi konusundaki suskunluk ve çözümsüzlük CHP'yi alternatif olmaktan çıkarmakla birlikte %25-26 oy bandında sıkışması ayrı bir rezalet durumundadır."
- MHP'nin artık hangi sebeple iktidar ortağı olduğunu biliyoruz. MHP devleti temsilen koalisyon ortağı olmuştur.
- İP (İyi Parti) olası bir AKP dağılmasında klasik muhafazakar seçmenin tümünü kucaklayacak bir parti olamayacaktır.
- HDP iyice sindirilmiştir. Ancak hala seçmenlerinin büyük çoğunluğu "Kürt" olduğundan oy oranını koruduğunu görmekteyiz.
3. Dış Politika
İktidar, "illa da Fırat'ın Doğusu" diye tutturup, Trump "ne haliniz varsa görün" deyince Rusya, İran ve Suriye'yle başbaşa kaldık. Suriye'li Kürtler de Esad'a "gel buyur, anlaşalım" deyince tuhaf bir durum ortaya çıktı. Mevcut ekonomik koşullarda bir kara savaşının ülkeyi nerelere sürükleyeceğini bilemiyoruz. Tabii bu durumda karşımızda kimlerin olacağını da.. Bu esasında çok derin incelenmesi gereken de bir konu. Ancak bizim ne haddimiz ne de uzmanlık alanımız. Göreceğiz ne olacağını.
Ez cümle dış politikamız, politikasızlıktan ibarettir.
4. Sonuç ve öngörüler
1. 31 Mart yerel seçimlerinde bir öngörümüz yok. Esasen çok da önemli değil. Ankara ve İzmir'i CHP-İyiP ittifakının alacağını öngörüyoruz. Istanbul'da HDP dahil edilmeden kazanmaları zor.
2. IMF ile çok ağır şartlar altında anlaşmaya zorlanacağımızı düşünüyoruz.
3. Krizde ikinci dalganın 31 Mart'a kadar beklemeyeceğini öngörüyoruz. "Enflasyonun kontrolden çıkmaması" kaydıyla yıl içinde doların 9 lirayla zirve yapacağını yıl ortalamasının 7,50 olacağını öngörüyoruz.
4. Enflasyonun 2019 da %20 nin altına düşmeyeceğini düşünüyoruz.
5. Faizlerin Hazine tarafında %20'nin, mevduatta %25'lerin, kredilerde %35 lerin altına düşmeyeceğini öngörüyoruz.
6. Borsanın XU100 endeksinin dolar bazında 10,000 e kadar düşeceğini öngörüyoruz.
7. Tüm öngörüler "IMF ile anlaşma" üzerine kuruludur.. Anlaşmaya gidilmezse daha vahim neticeler görebiliriz..
Sürç-ü lisan ettiysek affola..